Bu aralar devam ettiğim doktora programının yoğunluğunun gezi programlarına zorunlu aralar verdirdiğini itiraf etmek durumundayım! Ama bir yandan da çok uzun süredir görmek istediğim, merak ettiğim yapıları görmek için fırsatlar da sunabiliyor. Bunlardan birini, Emre Arolat'ın tasarımını yaptığı Büyükçekmece'deki Sancaklar Camisi'ni de geçtiğimiz haftasonu hazırlayacağım bir çalışma için inceleme, gidip görme fırsatım oldu.
Öncelikle belirtmeliyim ki, yapı ilk anda, sıklıkla zihninlerde uyanan cami formundan çok uzak, yeraltında bir mağarayı andırıyor. Hatta yaklaşıp, etrafında dolaşmadan önce uzaktan yalnızca bir baca gibi görünen minaresini farkediyorsunuz (Aslında "minare" diye söz etmek de ne kadar doğru emin değilim) Üst seviyede yalnızca küçük bir tören alanı var. Minare görünümlü bloğun etrafından dolanıp arazinin eğimini takip eden doğal taş basamaklardan inerek topoğrafyanın içinde gizlenen yapıya ulaşıyorsunuz. İçeride de aynı huşu uyandıran hava var. Kıble yönünde, tavandaki büyük yarıktan içeri tüm atmosferi değiştiren, gün ışığı giriyor.... Etraftaki pastoral hava da sanki dinginliği iyice vurguluyor.
Yapıyla ilgili uzun uzadıya incelemeyi tabi ki kendi çalışmama saklayacağım (! :)) Ama, mimarlığa ilgi duyan birisiyseniz, yolunuz düşerse bu ilginç yapıyı mutlaka görmenizi öneririm. Farklı, modern cami tasarımları konuşuldu, tartışıldı ama bu yapı da tartışmalara konu olan, iyi bir örnek.
Bir de, girişteki panoya yazılmak üzere seçilen alıntı çok hoşuma gitti.
"Ve yeryüzünde çalım satarak dolaşma! Unutma ki sen ne yeri yarabilir, ne de dağlarla boy ölçüşebilirsin." İSRÂ-37
Tevazu içinde olmayı hatırlamaya ihtiyacımız var. Hepimizin.
Buradaki linkten yapıyla ilgili kısa bir filme de ulaşabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder